Bulak,
Karabük'ün 400 haneli bir köyüdür. Bir taraftan Karabük Belediyesi diğer
taraftan Safranbolu Belediyesi ile sınırdaştır. Bulak, Safranbolu'dan önce
Türkler tarafından feth edilmiştir. Buraya ilk gelenler Horasanlılardır.
Bulak'a gelen Horasanlılar Kuloğulları başkanlığında Karakanoğulları,
Çapanoğulları ve Urukanlar gibi birkaç aileye mensup kabileleri aşağı
mahallede çeşmenin yanına yerleştirdiler.
Bir
söylentiye göre, bölgeye Horasanlılardan önce Taraklıbolu aşireti hakimdi.
Horasanlıların Ulu-Ulusları iki kardeşti. Bunlara ait baş ve ayak mezar
taşlarında isim yazmamakta fakat Horasandan geldikleri belirtilmektedir.
Ayrıca mezarlığın girişinde dikili olan ve kurban bayramında mezarlık
ziyaretinde Bulaklılarca ilk önce ziyaret edilerek dua okunan Horasan
taşında köylülerin Horasandan geldiği ve bu köyün Horasanlı Türklere ait
olduğu belirtilmektedir. Bulaklılara göre, çevrede ilk ve tek Türk
kendileridir. Zira çok eskilerde olduğu gibi, yakın zamana kadar çevre
köyleri ve Safranbolulular, Bulaklıya Türk demişlerdir. Bulaklıda uzun
yıllar necisin dendiğinde Türküm demiştir.
Bu köyde
yüzyıllardır hiç bir Rum tapusuna ve malına rastlanmamıştır. Bulak
deresinin Safranbolu yamaçları Cumhuriyete kadar Rum bağ ve bahçeleri
iken, bu derenin Bulak yamaçlarında Bulaklılar dışında kimse mal
edinememiştir. Bulak halkının çok dara düştüğü I.Dünya Savaşı ve İstiklal
Savaşı sıralarında Safranbolulu Rumların çok yüksek bedeller teklifine
karşın yabancıya köyden mal satılmamıştır. Kendi bağ ve bahçelerinin
geliri ile geçinmeye gayret etmişlerdir.
Bulak
köyünün tarihçesi yazılı olan dikili taş, yakın yıllara kadar mezarlık
ortasında dikili dururken mezarlığın tamir ve bakımı sırasında diğer
sahipsiz mezar taşlarıyla "sehven" kırılarak mezarlığın duvar yapımında
kullanılmıştır.
Bulak
köyü, uzun yıllar 6 muhtarlık halinde idare edilmiştir. Şimdi ise tek
muhtarlıktır. Köy, yeniçerilik kalkınca bölgenin Ayanlık merkezi olmuştur.
İlk Ayan Mehmet Ağanın bölgesi Eflani, Eskipazar ve Safranbolu civarları
idi. Ayan Mehmet ağa zamanında bir selamlık ile Harem Sarayı yapılmıştır.
Köyün her evine bağlı olan kanalizasyon, tüm köy yollarının Arnavut
kaldırımı ile döşenmesi, içme suyunun arklarla her sokağa kadar
getirilmesi gibi işler de Ayan Mehmet Ağa zamanında olmuş, ayrıca
Medreseye İstanbul'dan değerli hocalar sağlanmıştır. Hamam ve diğer ortak
kuruluşlar için ise Ayan Vakfı kurulmuştur. Bu devir Bulaklıların altın
devri olmuştur. Bulakta sık sık yangınlar olduğundan 200 yılı aşkın ev pek
yok gibidir. Evlerin üzerindeki tarih taşları genellikle
1290-1308yıllarını kapsamaktadır.
Bulaklılar
sanatkar Türklerdendir. Duvarcı ustaları, marangoz ustaları, dülgerler hep
genellikle İstanbul'da çalıştıklarından Osmanlı Sarayı ile de ilişki
içinde bulunmuşlardır. Sarayın peşkircibaşıları, mevlithanları,
marangozları, hafızanları Bulaktan çıkmışlardır. Son yüzyılda, Şeyhülislam
Zühtü efendi, Mevlithan Halil efendi, emekliliklerinde İstanbul'dan
köylerine dönerek, baba ocaklarını tamir edip yaşamışlardır.
Genel
tarih açısından Bulak köyü, çevrenin tarihinden ayrılmamaktadır.
Paflagonya bölgesinin en eski yerleşim birimidir. Zamanla Roma ve Bizans
topraklarında bulunmuştur. Türk beyliklerince de yönetilmiştir.
Bulak
köyünün eteğinde bulunan "Bulak Mağarası" ise kilometrelerce uzunluğunda
ve bir çok katlı, ilk insanlarca yerleşim için kullanılmıştır. Merdivenli
yollar, taş kapaklı odacıklar, akarsular, gölcükler, küfün denilen
gözenekli sarkıt dikitleri mevcuttur.
Belge
Temin: Paşaların Av. Yılmaz Öztürk
Belgeyi büyük görmek için tıklayınız.
|