Çarşamba
23 Haziran 2004 
 
Anasayfa
Yazarlar
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Borsa - Finans
Magazin
Özgür Platform
Spor
Kültür - Sanat
Hava Durumu
Televizyon

 

 
 

 
Şakir Süter
Serdar Turgut
Deniz Gökçe
Yalçın Pekşen
Kürşat Başar
Semih İdiz
Coşkun Kırca
Ahmet Tan
Ayşe Önal
Kemal Yavuz
Burhan Ayeri
Coşkun Aral
Kerim Subengi
Yavuz Gökalp Yıldız
İ.Hüseyin Yıldız
Bölge
Ramazan Güntay
Mevlüt Yeni
Spor
Deniz Gökçe
Nezih Alkış
Coşkun Aral

 
coskun.aral@aksam.com.tr
coskun.aral@superonline.com
 
Kendi derinliğimizi ararken

Her insanın bir derinliği vardır bence. Aksini düşünmek bile istemiyorum. Bu derinlikler içinde saklı olanları kimi açığa çıkarır da yaşar, kimi de öylesine yüzüverir hayat denen denizin üzerinden, suya teğet değerek neredeyse. Derinliklerini bizimle paylaşan, her yazısında iğnenin ucunu değdirip hemencecik çekiveren, birdenbire kahkahalara boğuveren ustamız Çetin Altan 78 yaşına girdi. Eşi Solmaz Kamuran'ın dostlarını bir araya topladığı bu gece, hepimiz için unutulmaz oldu. Unutulmaz olan sadece o gece değildi. 22 Haziran da, bir zamanlar, hepimiz için bir unutulmazı yaşatmıştı bize. Çetin Altan'ın 'Bir Avuç Gökyüzü' adlı kitabı müstehcen olduğu için 1974'te toplatılmıştı. Nice mutlu yıllara Çetin Altan.

Yeryüzünün derinlikleri

Oluşumları insanlık tarihinden çok ama çok eskilere dayanan ve milyonlarca yıl diye telaffuz edilen mağaralar... Ayağa kalkıp yürüyen ilk insanın doğanın kendisine hazırladığı sürprizlerden ilk kez korunmaya çalıştığı barınakları... Onlar bu nedenle, mağara insanı olarak nitelendiler. Üçte biri eriyebilir kayaçlarla kaplı ülkemizde 40 binin üzerinde mağara olduğu tahmin ediliyor. Ancak incelenebilen, bilinen mağara sayısı 1500-2000 civarında. Yakındoğu ve Avrupa'da insanın mekan olarak kullandığı mağaraların en belli başlısı, asrımızın en sorunlu 'megapolü' İstanbul'un hemen yanı başında. Paleotik yani birkaç yüz bin öncesi insanın mekan olarak kullanmaya başladığı, ardından yakın dönemde sığınak olarak kullandığı Yarımburgaz Mağaraları, bilim adamları tarafından önemli kabul ediliyor. İstanbul ve Kaliforniya Üniversiteleri'nin işbirliğiyle 1988'de yapılan ve Türkiye'nin bilinen en eski yerleşim yeri olarak kanıtlanan bu mağaralarda, pleistosen devrine ait olduğu bulunan neolitik çağ izleri ve sayısız değerli tarihi eşya bulunmuş. Bu kadar önemli eserlerin bulunduğu bu mağaralar, ne yazık ki var olma savaşına bugün yenik düşüyorlar.

Safranbolu'da tarih öncesi zaman

Haberci'nin Türkiye gezilerindeki bir durağı da bu mağaralardan biriydi. Safranbolu'daki Bulak, bir diğer adıyla Mencilis Mağarası. Mencilis Mağarası, Karabük'e bağlı Bulak Köyü'yle Safranbolu sınırında bulunuyor. İki sene önce restorasyonu yapılarak ziyarete açılan bu mağarayı yabancı mağara uzmanları sık sık ziyaret ediyorlar. Bugünkü halini 3 milyon yıl önce alan, 400-500 yılda 1 cm. uzayan Mencilis Mağarası, 12'nci yüzyılda korunma amaçlı da kullanılmış. Uzunluğu 6 km.'yi bulan mağaranın tüm bölümleri ziyarete açık değil, sadece 400 metrelik bölümü ziyaret edilebiliyor. Mağara girişinden 11 metre inildiğinde aktif bölüme ulaşılıyor. Ancak bu bölüm ziyarete açık değil. Burada mağara içinde akan yer altı nehri karşınıza çıkıyor. Mağaranın içinden akan nehir, 15 metrelik bir şelaleden düşerek, küçük bir göl oluşturuyor. Ardından da yer altına karışıyor. Mağaranın girişinde yüzeye çıkan bu su, Safranbolu merkezine 7,5 kilometre uzaklıktaki İncekaya Su Kemeri'ne ulaşıyor.

 

 
 
Burçlar
Dizi
Şans Oyunları
At Yarışları
YAŞAM
CUMARTESİ
AKŞAM-LIK



Shubuo